Costa Fascinosa ile Malta & Tunus & Akdeniz

Bari, İtalya'nın güneydoğusunda Adriyatik Denizi kenarında bir liman kentidir. Puglia bölgesinin ve aynı adlı Bari ilinin merkezidir. Bari belediyesi sınırları içinde (2010 itibarıyla) nüfus 319.978 kişi, varoş belediyeleriyle birlikte (yak. 230 km² lik) şehirsel alanda nüfus 653.028 ve metropoliten Bari bölgesinde yaklaşık 1 milyondur.

Güney İtalya'nın yarımadasındaki Napoli'den sonra ikinci büyük kenti olan Bari, büyük bir bölgesel merkez ve özellikle Akdeniz'in doğu kesimiyle ilişkilerde önemli bir ticaret (Levante Fuarı) kentidir. Yakın dönemde geleneksel sanayilere, besin sanayisi, kimya, dokuma ve makine sanayileri eklenmiştir. Eski kentin yer aldığı burun, eski ve yeni limanları ayırır; arkada yer alan 19. yüzyıl kenti, dama tahtası biçiminde bir plana göre kurulmuştur.

Roma döneminde bir karayolları kavşağı olan Bari, sırasıyla, Lombardların ve Bizanslıların eline geçti. 841 yılında Araplar tarafından fethedildi ve 871'e dek Abbasi egemenliğinde kaldı. 11. yüzyılın başında özgür bir kentken, 1071'de Roberto Guiscardo tarafından ele geçirildi. Orta Çağ'da, Haçlı seferlerinin başlangıç noktası olan zengin bir kentti. 1813'te Napoléon'un generallerinden Murat kente bugünkü ilk şeklini verdi. Modern kent, 1860'tan sonra hızla gelişti.

1087'de aziz Nicolaus'un kemiklerinin Anadolu'dan Bari'ye götürülmesi kenti kutsal bir merkez haline getirdi. Çok geçmeden 11. yüzyılın sonunda ve 12. yüzyılda yapımına başlanan büyük kilisenin bu benzeri (ilgi çekici piskoposluk tahtı, 1098?) 12. yüzyılın ikinci yarısında yapılan katedraldir.

Bari, İtalya'nın güneydoğusunda Adriyatik Denizi kenarında bir liman kentidir. Puglia bölgesinin ve aynı adlı Bari ilinin merkezidir. Bari belediyesi sınırları içinde (2010 itibarıyla) nüfus 319.978 kişi, varoş belediyeleriyle birlikte (yak. 230 km² lik) şehirsel alanda nüfus 653.028 ve metropoliten Bari bölgesinde yaklaşık 1 milyondur.

Güney İtalya'nın yarımadasındaki Napoli'den sonra ikinci büyük kenti olan Bari, büyük bir bölgesel merkez ve özellikle Akdeniz'in doğu kesimiyle ilişkilerde önemli bir ticaret (Levante Fuarı) kentidir. Yakın dönemde geleneksel sanayilere, besin sanayisi, kimya, dokuma ve makine sanayileri eklenmiştir. Eski kentin yer aldığı burun, eski ve yeni limanları ayırır; arkada yer alan 19. yüzyıl kenti, dama tahtası biçiminde bir plana göre kurulmuştur.

Roma döneminde bir karayolları kavşağı olan Bari, sırasıyla, Lombardların ve Bizanslıların eline geçti. 841 yılında Araplar tarafından fethedildi ve 871'e dek Abbasi egemenliğinde kaldı. 11. yüzyılın başında özgür bir kentken, 1071'de Roberto Guiscardo tarafından ele geçirildi. Orta Çağ'da, Haçlı seferlerinin başlangıç noktası olan zengin bir kentti. 1813'te Napoléon'un generallerinden Murat kente bugünkü ilk şeklini verdi. Modern kent, 1860'tan sonra hızla gelişti.

1087'de aziz Nicolaus'un kemiklerinin Anadolu'dan Bari'ye götürülmesi kenti kutsal bir merkez haline getirdi. Çok geçmeden 11. yüzyılın sonunda ve 12. yüzyılda yapımına başlanan büyük kilisenin bu benzeri (ilgi çekici piskoposluk tahtı, 1098?) 12. yüzyılın ikinci yarısında yapılan katedraldir.

Malta'nın başkenti Valletta, zengin tarihi ve Barok mimarisiyle tanınan, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almaktadır. Şehrin en önemli eseri, karmaşık sanat eserleri, mermer zeminler ve Caravaggio'nun ünlü "Vaftizci Yahya'nın Başının Kesilmesi" tablosuyla süslenmiş çarpıcı bir kilise olan St. John's Co-Cathedral'dir. Şu anda Başkanlık ofisine ev sahipliği yapan Büyük Üstat Sarayı, gösterişli odaları ve Orta Çağ silahlarından oluşan geniş bir koleksiyon sergileyen Cephaneliği ile Malta'nın geçmişine bir bakış sunuyor. Valletta'nın müstahkem şehir surları Akdeniz'in panoramik manzarasını sunar ve Yukarı Barrakka Bahçeleri doğal manzaralarla huzurlu bir kaçış sağlar. Şehrin hareketli sokakları, hareketli pazarları ve tarihi yerleri, Valletta'yı Malta'nın kültürel mirasını keşfeden turistler için büyüleyici bir destinasyon haline getiriyor.

La Goulette, Tunus'un başkenti Tunus'a bağlı bir liman kasabasıdır ve Tunus Körfezi’ne açılan önemli bir liman olma özelliği taşır. Bu bölge, özellikle cruise gemilerinin uğrak noktalarından biri olarak dikkat çeker. La Goulette, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle öne çıkarken, aynı zamanda Akdeniz’in sıcak sularından gelen etkilerle kendine has bir atmosfer yaratır. La Goulette, Tunus’un ilk yerleşimlerinden biri olup, Osmanlı İmparatorluğu döneminden kalma mimarisiyle de etkileyici bir geçmişe sahiptir. Liman kasabası, geleneksel Arap ve Fransız koloniyal tarzlarının harmanlandığı bir yapıya sahiptir. Şehirdeki rengarenk pazarlar, geleneksel Tunus evleri ve bahçeler yerel yaşamı gözler önüne serer. Ayrıca, La Goulette’in denize sıfır konumu, bölgedeki pek çok restoran ve kafe için deniz manzaralı oturma alanları sağlar. Bölgedeki en önemli turistik cazibe merkezlerinden biri, Tunus’un eski şehir merkezi olan Medina’dır. Medina, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almakta olup, dar sokakları, tarihi camileri, pazarları ve el sanatları ile ünlüdür. Burada yapılacak bir yürüyüş, ziyaretçilere Tunus’un tarihini ve kültürünü yakından keşfetme fırsatı sunar. La Goulette'ten kısa bir yolculukla Carthage Antik Kenti'ne ulaşılabilir. Roma İmparatorluğu dönemine ait kalıntılar, bu bölgenin eski medeniyetler için ne kadar önemli bir yer olduğunu gösterir. Carthage Tiyatrosu ve Antonin Termal Hamamları gibi tarihi yapılar, bölgenin turistik cazibesini artıran unsurlardır. Ayrıca, Sidi Bou Said adlı şirin köy, beyaz ve mavi evleriyle ünlüdür ve La Goulette’ten kolayca ulaşılabilir. La Goulette, sakin atmosferi ve zengin kültürel mirasıyla, Akdeniz tatilinin tadını çıkarmak isteyenler için mükemmel bir destinasyon sunar. Burada hem tarihî zenginlikleri keşfetmek hem de Akdeniz mutfağının lezzetlerini tatmak mümkündür.

Sicilya'nın başkenti Palermo, tarih, kültür ve mimari harikalar açısından zengin bir şehirdir. UNESCO Dünya Mirası Alanı olan Norman Sarayı, çarpıcı Arap-Norman mimarisine sahiptir ve karmaşık mozaikleriyle bilinen Palatine Şapeli'ne ev sahipliği yapmaktadır. Palermo'nun dört tarihi bölgesinin kavşağında bulunan tarihi Quattro Canti meydanı, etkileyici barok binalarla süslenmiştir. Kalabalık Ballarò Pazarı, hareketli tezgahları, yerel ürünleri ve sokak yemekleriyle duyulara hitap eden bir deneyim sunarak ziyaretçilerin Sicilya lezzetlerine kendilerini kaptırmalarına olanak tanıyor. Palermo'nun sahil şeridi Foro Italico, keyifli yürüyüşler ve Tiren Denizi manzaraları için pitoresk bir ortam sunarak Palermo'yu tarih, mutfak ve Akdeniz cazibesinin bir karışımını arayanlar için büyüleyici bir destinasyon haline getiriyor.

Güney İtalya'da bir şehir olan Napoli, zengin tarihi, canlı kültürü ve nefis mutfağıyla ünlüdür. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan tarihi merkezde dar sokaklar, rengarenk binalar ve Napoli Katedrali ile doğum sahnesi atölyeleriyle tanınan San Gregorio Armeno gibi simge yapılar bulunuyor. Panoramik manzaralı bir sahil kalesi olan Castel dell'Ovo, şehrin cazibesini artıran tarihi bir kaledir. Napoli, otantik pizzasıyla ünlüdür ve ziyaretçiler, bu ikonik yemeğin ortaya çıktığı şehirde geleneksel Napoliten pizzanın tadını çıkarabilirler. Vezüv Yanardağı, Capri Adası ve Amalfi Sahili'nin muhteşem manzarasına sahip Napoli Körfezi, bu hareketli İtalyan şehrine pitoresk bir fon sağlayarak Napoli'yi gezginler için büyüleyici bir destinasyon haline getiriyor.

Gemi turuyla denizde geçireceğiniz bir gün, rahatlama ve gemideki olanakların tadını çıkarma şansı sunan rahatlatıcı ve sürükleyici bir deneyimdir. Gemide güne keyifli bir kahvaltıyla başlayabilir ve ardından havuz kenarında uzanabilir, gemideki eğlencelere katılabilir veya bilgilendirici derslere ve atölyelere katılmak gibi çeşitli aktiviteler arasından seçim yapabilirsiniz. Açık denizin panoramik manzarasıyla genellikle kitap okumak, spa hizmetlerinin keyfini çıkarmak veya güvertede güneşin tadını çıkarmak için sakin atmosferden yararlanabilirsiniz. Denizde bir mutfak macerası sunan açık büfelerden lüks özel restoranlara kadar çok sayıda yemek seçeneği vardır. Gün ilerledikçe, denizdeki gün batımı nefes kesici bir manzaraya dönüşüyor; akşam eğlenceleri, kaliteli yemekler veya gemi güvertesinde romantik bir yürüyüş için mükemmel bir ortam sunuyor.

Fransa'nın güneyindeki canlı bir liman kenti olan Marsilya, zengin tarihi, çeşitli kültürü ve muhteşem Akdeniz manzaralarıyla tanınır. Eski Liman (Vieux-Port), canlı pazarlar, deniz ürünleri restoranları ve Marsilya'nın denizcilik mirasını sergileyen tekne turları sunan şehrin kalbidir. Le Panier'in tarihi bölgesi, büyüleyici ve pitoresk bir atmosfer yaratan dar sokaklara, renkli cephelere ve gizli meydanlara sahiptir. Bir tepe üzerinde yer alan Notre-Dame de la Garde Bazilikası, şehrin ve sahil şeridinin panoramik manzarasını sunmaktadır. MuCEM ve Marsilya Tarih Müzesi gibi müzeleri kapsayan Marsilya'nın canlı kültürel ortamı, şehrin turistler için dinamik ve kültürel açıdan zengin bir destinasyon olarak çekiciliğini artırıyor.

Kuzey İtalya'daki tarihi bir liman kenti olan Cenova, zengin denizcilik mirasına ve ortaçağ ile modern cazibenin karışımına sahip büyüleyici bir destinasyondur. "Caruggi" olarak bilinen Eski Kent, şehrin geçmişine bir bakış sunan mağazalar, kafeler ve tarihi binalarla dolu dar sokaklardan oluşan bir labirenttir. Avrupa'nın en büyüklerinden biri olan etkileyici Cenova Akvaryumu, çok çeşitli deniz yaşamını sergiliyor ve her yaştan ziyaretçiye ilgi çekici bir deneyim sunuyor. Bir grup büyük saray olan Palazzi dei Rolli, şehrin mimari ihtişamını sergileyen, UNESCO Dünya Mirası listesindedir. Yüzyıllardır denizcilere rehberlik eden ikonik Lanterna deniz feneri, Cenova'nın denizcilikteki öneminin bir sembolü olarak duruyor. Zengin tarihi, kültürel hazineleri ve canlı atmosferiyle Cenova, İtalya'nın Ligurya kıyılarının güzelliğini keşfeden turistler için keyifli bir destinasyondur.

İtalyan Rivierası'ndaki büyüleyici bir balıkçı köyü olan Portofino, doğal güzelliği, pastel renkli binaları ve ünlülerin cazibesiyle ünlüdür. Yatlar ve rengarenk evlerle dolu pitoresk liman, dünyanın dört bir yanından ziyaretçilerin ilgisini çeken, kartpostal gibi mükemmel bir ortam yaratıyor. Köye bakan tarihi bir kale olan Castello Brown, kıyı şeridinin ve Ligurya Denizi'nin nefes kesen manzaralarını sunmaktadır. Turistler, şık butikler, kafeler ve leziz İtalyan yemekleri sunan restoranlarla çevrili ana meydan olan Piazzetta'da dolaşabilirler. San Fruttuoso Manastırı'na giden yol gibi kıyı yürüyüş parkurları, bölgenin doğal güzelliğini keşfetme ve Akdeniz'in panoramik manzarasının keyfini çıkarma fırsatı sunuyor. Portofino'nun eskimeyen cazibesi ve güzel manzaraları, onu romantik ve cennet gibi bir kaçış arayanlar için mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yer haline getiriyor.