MSC Magnifica ile Akdeniz - 3 Gece

Kuzey İtalya'daki tarihi bir liman kenti olan Cenova, zengin denizcilik mirasına ve ortaçağ ile modern cazibenin karışımına sahip büyüleyici bir destinasyondur. "Caruggi" olarak bilinen Eski Kent, şehrin geçmişine bir bakış sunan mağazalar, kafeler ve tarihi binalarla dolu dar sokaklardan oluşan bir labirenttir. Avrupa'nın en büyüklerinden biri olan etkileyici Cenova Akvaryumu, çok çeşitli deniz yaşamını sergiliyor ve her yaştan ziyaretçiye ilgi çekici bir deneyim sunuyor. Bir grup büyük saray olan Palazzi dei Rolli, şehrin mimari ihtişamını sergileyen, UNESCO Dünya Mirası listesindedir. Yüzyıllardır denizcilere rehberlik eden ikonik Lanterna deniz feneri, Cenova'nın denizcilikteki öneminin bir sembolü olarak duruyor. Zengin tarihi, kültürel hazineleri ve canlı atmosferiyle Cenova, İtalya'nın Ligurya kıyılarının güzelliğini keşfeden turistler için keyifli bir destinasyondur.

İtalyan Rivierası'ndaki büyüleyici bir balıkçı köyü olan Portofino, doğal güzelliği, pastel renkli binaları ve ünlülerin cazibesiyle ünlüdür. Yatlar ve rengarenk evlerle dolu pitoresk liman, dünyanın dört bir yanından ziyaretçilerin ilgisini çeken, kartpostal gibi mükemmel bir ortam yaratıyor. Köye bakan tarihi bir kale olan Castello Brown, kıyı şeridinin ve Ligurya Denizi'nin nefes kesen manzaralarını sunmaktadır. Turistler, şık butikler, kafeler ve leziz İtalyan yemekleri sunan restoranlarla çevrili ana meydan olan Piazzetta'da dolaşabilirler. San Fruttuoso Manastırı'na giden yol gibi kıyı yürüyüş parkurları, bölgenin doğal güzelliğini keşfetme ve Akdeniz'in panoramik manzarasının keyfini çıkarma fırsatı sunuyor. Portofino'nun eskimeyen cazibesi ve güzel manzaraları, onu romantik ve cennet gibi bir kaçış arayanlar için mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yer haline getiriyor.

Barcelona; İspanya nın ikinci büyük kenti olan Barselona ,işlek bir liman ve sanayi merkezidir. Kent Akdeniz kıyısında Costa Brava nın güneyinde arkasını dağlara dayamış bir adada yer alır. Limana yakın olan eskikent bir Roma kenti olan Barcino’nun kurulmuş olduğu yerdedir. Barcelona adı da buradan gelmektedir.
Kentin bir bölümünde bir katedral ve İspanyol Gotik biçiminde yapılmış güzel yapılar bulunmaktadır. İspanya’nın 1986 da Avrupa Ekonomik Topluluğuna girmesinden bu yana kent otomobil ve mobilya yapımı başta olmak üzere, ticaret ve sanayide büyük bir gelişme göstermiştir.
Deniz kıyısındaki kolomb Anıtına çıkıldığında tüm kenti görmek mümkündür. Anıtın hemen yanında Kolomb’un gemisi Santa Maria nın kopyası olan bir gemi yer almaktadır. Anıtı’nın bulunduğu geniş Ramblas Bulvarı Barcelona’nın en büyük alanı Plaza de Cataluna ya kadar uzanmaktadır.

Barselona'nın simgesi haline gelmiş ve kesinlikle görülmeden dönülmemesi gereken sagrada familia, şehre birçok değer katmış gaudi'nin imzasını taşımaktadır ve 1882 yılından beri yapım aşamasındadır. gaudi'nin yaratıcı gücünü ve hayatını verdiği "kutsal aile kilisesi", gaudi'nin mezarına da ev sahipliği yapmaktadır.

Bir zamanlar bir dağın sel yatağı olan ve adını burada alan Ramblas Bulvarı kalabalık kahveleri, mağazaları ve sokak sergileriyle Avrupa’nın en ünlü caddelerinden biridir.  Plaza dan başlayan ve Barcelona’nın en şık alışveriş Caddesi olan Paseo de Gracia’nın öbür ucunda planını katalonya lı Mimar antonio gaudi’nin yaptığı la pedrera adlı yapı vardır. Ramblas  yakınlarında bugün bir müze olan Guell Sarayı ve Guell parktaki çocuk bahçesi Antonio Gaudinin öbür çalışmalarından örneklerdir.

Fransa'nın güneyindeki canlı bir liman kenti olan Marsilya, zengin tarihi, çeşitli kültürü ve muhteşem Akdeniz manzaralarıyla tanınır. Eski Liman (Vieux-Port), canlı pazarlar, deniz ürünleri restoranları ve Marsilya'nın denizcilik mirasını sergileyen tekne turları sunan şehrin kalbidir. Le Panier'in tarihi bölgesi, büyüleyici ve pitoresk bir atmosfer yaratan dar sokaklara, renkli cephelere ve gizli meydanlara sahiptir. Bir tepe üzerinde yer alan Notre-Dame de la Garde Bazilikası, şehrin ve sahil şeridinin panoramik manzarasını sunmaktadır. MuCEM ve Marsilya Tarih Müzesi gibi müzeleri kapsayan Marsilya'nın canlı kültürel ortamı, şehrin turistler için dinamik ve kültürel açıdan zengin bir destinasyon olarak çekiciliğini artırıyor.

İtalya'nın Toskana bölgesinin başkenti Floransa, Rönesans sanatı, mimarisi ve kültürel mirasıyla ünlü bir şehirdir. Dünyanın en ünlü sanat müzelerinden biri olan Uffizi Galerisi, Botticelli, Leonardo da Vinci ve Michelangelo gibi sanatçıların başyapıtlarına ev sahipliği yapıyor. Brunelleschi tarafından tasarlanan ikonik kubbesiyle Floransa Katedrali, şehrin siluetine hakimdir ve mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir mimari harikasıdır. Arno Nehri üzerinde uzanan bir Orta Çağ köprüsü olan Ponte Vecchio, büyüleyici mağazaları ve tarihi önemiyle tanınır. UNESCO Dünya Mirası Alanı olan Floransa'nın tarihi merkezi, turistleri dar sokaklarını keşfetmeye, yerel pazarları ziyaret etmeye ve otantik İtalyan mutfağının tadını çıkarmaya davet ederek burayı hem sanatseverler hem de tarih meraklıları için büyüleyici bir destinasyon haline getiriyor. Kuzey İtalya'daki büyüleyici bir sahil kasabası olan La Spezia, büyüleyici Cinque Terre bölgesine açılan kapı görevi görüyor. Kasabanın sahil şeridi, La Spezia Körfezi'nin pitoresk manzaralarını sunar ve kafeler, mağazalar ve deniz ürünleri restoranlarıyla çevrilidir. Ziyaretçiler dar sokaklar, renkli binalar ve Santa Maria Assunta Kilisesi ile karakterize edilen tarihi Eski Kent'i keşfedebilirler. La Spezia, engebeli İtalyan Rivierası kıyı şeridinde yer alan beş pitoresk köyden oluşan, UNESCO listesindeki Cinque Terre'yi keşfetmek için ideal bir başlangıç noktasıdır. Bölgenin denizcilik tarihini sergileyen Deniz Teknik Müzesi, La Spezia'nın denizcilik mirasına ışık tutuyor ve tarih meraklıları için eşsiz bir cazibe merkezi.