TUR

MSC Sinfonia ile Akdeniz - 7 Gece

  • 7 GECE
  • 8 GÜN
  • Kalkış: Bari
  • directions_boat Gemi: MSC Sinfonia
  • place Kalkış: Bari
  • nights_stay Gece Sayısı: 7 Gece
  • update Gün Sayısı: 8 Gün
  • calendar_today Seçili Tur Tarihi: 20 Eylül 2025
  • king_bed Konaklama: Tam Pansiyon
  • map Limanlar:
    BariSantoriniPire (Atina)Katakolon (Olympia)KorfuCefalonia-ArgostoliBari

Tur Programı

1. Gün Bari
Varış: -
Kalkış: 19:00

Bari, İtalya'nın güneydoğusunda Adriyatik Denizi kenarında bir liman kentidir. Puglia bölgesinin ve aynı adlı Bari ilinin merkezidir. Bari belediyesi sınırları içinde (2010 itibarıyla) nüfus 319.978 kişi, varoş belediyeleriyle birlikte (yak. 230 km² lik) şehirsel alanda nüfus 653.028 ve metropoliten Bari bölgesinde yaklaşık 1 milyondur.

Güney İtalya'nın yarımadasındaki Napoli'den sonra ikinci büyük kenti olan Bari, büyük bir bölgesel merkez ve özellikle Akdeniz'in doğu kesimiyle ilişkilerde önemli bir ticaret (Levante Fuarı) kentidir. Yakın dönemde geleneksel sanayilere, besin sanayisi, kimya, dokuma ve makine sanayileri eklenmiştir. Eski kentin yer aldığı burun, eski ve yeni limanları ayırır; arkada yer alan 19. yüzyıl kenti, dama tahtası biçiminde bir plana göre kurulmuştur.

Roma döneminde bir karayolları kavşağı olan Bari, sırasıyla, Lombardların ve Bizanslıların eline geçti. 841 yılında Araplar tarafından fethedildi ve 871'e dek Abbasi egemenliğinde kaldı. 11. yüzyılın başında özgür bir kentken, 1071'de Roberto Guiscardo tarafından ele geçirildi. Orta Çağ'da, Haçlı seferlerinin başlangıç noktası olan zengin bir kentti. 1813'te Napoléon'un generallerinden Murat kente bugünkü ilk şeklini verdi. Modern kent, 1860'tan sonra hızla gelişti.

1087'de aziz Nicolaus'un kemiklerinin Anadolu'dan Bari'ye götürülmesi kenti kutsal bir merkez haline getirdi. Çok geçmeden 11. yüzyılın sonunda ve 12. yüzyılda yapımına başlanan büyük kilisenin bu benzeri (ilgi çekici piskoposluk tahtı, 1098?) 12. yüzyılın ikinci yarısında yapılan katedraldir.

2. Gün Denizde Seyir
Varış: 08:00
Kalkış: 02:00

Gemi turuyla denizde geçireceğiniz bir gün, rahatlama ve gemideki olanakların tadını çıkarma şansı sunan rahatlatıcı ve sürükleyici bir deneyimdir. Gemide güne keyifli bir kahvaltıyla başlayabilir ve ardından havuz kenarında uzanabilir, gemideki eğlencelere katılabilir veya bilgilendirici derslere ve atölyelere katılmak gibi çeşitli aktiviteler arasından seçim yapabilirsiniz. Açık denizin panoramik manzarasıyla genellikle kitap okumak, spa hizmetlerinin keyfini çıkarmak veya güvertede güneşin tadını çıkarmak için sakin atmosferden yararlanabilirsiniz. Denizde bir mutfak macerası sunan açık büfelerden lüks özel restoranlara kadar çok sayıda yemek seçeneği vardır. Gün ilerledikçe, denizdeki gün batımı nefes kesici bir manzaraya dönüşüyor; akşam eğlenceleri, kaliteli yemekler veya gemi güvertesinde romantik bir yürüyüş için mükemmel bir ortam sunuyor.

3. Gün Santorini
Varış: 06:00
Kalkış: 18:00

Santorini, ölmeden önce mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Şeker taneleri gibi serpilmiş, mavi ve beyaz renkte kireç badanalı evleriyle eşsiz bir manzara sunuyor. Ada Fira ve Oia olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Volkanik uçurumları, dar sokakları ile Fira’yı; mavi kubbeli kilisenin iz bırakan mükemmel görüntüsü için güzel Oia’yı keşfedin. Ne yapın edin, uçurumun zirvesine çıkmayı göze alın; nefes kesen manzarayı izlemenin tadına varın. Yeryüzünde güneşin en etkileyici battığı yerlerin başında gelen volkanik adada, bu eşsiz seremoniyi kaçırmayın.

Oia Köyü

Muhteşem günbatımı ve manzarası ile öne çıkıyor

Her yıl yaklaşık 1 milyon turisti ağırlayan bu volkanik populer adanın en gözde alanı günbatımı manzarası ile ünlü Oia Köyü süphesiz. Dar beyaz sokaklarından görünen beyaz terasları ile ünlü tepeden deniz manzarası gerçekten de görülmeye değer. Genel olarak tüm Yunan adalarının ortak özelliği nasıl bırakırsanız bırakın hep aynı bulursunuz. Geçen onca zamana, gelen onca insanA rağmen dokusunu asla bozmaz. Bu ünlü adanın da aynı özelliğe sahip olduğunu söyleyebiliriz. 


Fira

Eşsiz manzara, unutulmaz atmosfer

Kiklad adalarının ünlü adası Santorinin diğer popular köyü olan Fira Oia’ya göre gündüz nisbeten daha sakin. Restoran ve otelleri ile ünlü bölgede manzara yine tarifsiz güzellikte. Akşam gün batımından sonra eğlencenin açığa çıktığı bu adada eğlencenin doruğa çıktığına şahit olacaksınız.

 

Plajlar ve Alışveriş

Benzersiz kumsallar, alışveriş ve yemek

Alışılmış bembeyaz kumsalların yerini volkanik kalıntıların izi siyah kumları görünce şaşırmayın. Dev kayaların gölgesinde denize girmenin keyfi bir başka. Ayrıca güneşlenirken Oia köyü ve yeldeğirmenlerine karşı güneşlenmek isteyenler için ada etrafında bir çok plaj bulunmakta.
 

Alışveriş ve Yemek

Santorini’nin dar sokakları leziz restoranlar ve bir çok otantik hediyelik eşya satan dükkanlarla dolu. Frappe, deniz ürünleri ve geleneksel Yunan yemeklerini denemenizi öneririz.

Santorini İçin Tavsiyeler

Nikis Taverna Fira Santorini

Kalderanın en iyi manzarasına olan bu zarif veranda, en kaliteli yemekleri sunar. Kızarmış ıstakoz, yeşil zeytinyağlı yengeç bacakları dana fileto ağız sulandıran seçeneklerden sadece birkaçı. Favori yemeği ise Santorini favası üzeri ahtapot (Ahtapot Bayıldı ) En güzel günbatımının izlendiği bu yerde servis kusursuz. Fiyatlar ise uygun ve gemi misafirlerine de indirim yapıyorlar.

Veneciano Şarap Evi ve Tadımı

Santorini bağları ve şarapları ile ünlü volknik ada. Muhteşem Kaldera (Krater ) manzarası eşliğinde lokal şarapları tadabileceğiniz ve yanında yine butik tarzda üretilen yerel ürünler tadabiliyorsunuz. Santorini volkanik adayı ve sıcaklığını burda yapacağınız şarap tadımı size unutulmaz anlar yaşatacak.

Volkan Turu 

Daha önce yaşamadığınız bir deneyim . Santorini Kaldera da volkanik sularda yüzmek. Deniz rengi turuncu ve sıcaklık ılık. Günlük yapılan bu tur size eşsiz bir deneyim yaşatacak .

4. Gün Pire (Atina)
Varış: 09:30
Kalkış: 17:00

Atina, Yunanistan'ın başkenti ve yaklaşık 4 milyon kişilik nüfusuyla en büyük, Avrupa Birliği'nin yedinci büyük şehri. Attika'ya hakim bir konumda olan Atina, aynı zamanda bu idari birimin yönetim merkezidir. 3.400 yıllık[3] yazılı tarihi ve MÖ 7. ile 11. arasındaki binyıllara uzanan insan varlığıyla dünyanın en eski şehirlerinden biridir.[4] Şehir adını Antik Yunan bilgelik tanrıçasından almıştır.

Klasik Atina çok güçlü bir şehir devletiydi. Bir sanat, öğrenim ve felsefe merkezi olmasının yanı sıra Platon'un akademisine ve Aristoteles'in Lykeion'una ev sahipliği yapmıştı. Avrupa kıtası -özellikle Antik Roma- üzerindeki kültürel ve siyasi etkisi nedeniyle yaygın olarak Batı medeniyetinin beşiği ve demokrasinin doğum yeri olarak kabul edilir.[5][6] Modern zamanlarda Atina, büyük bir kozmopolit metropoldür ve Yunanistan'daki ekonomik, finansal, endüstriyel, denizcilik, siyasi ve kültürel yaşamın merkezidir. 2023 yılı itibariyle, Atina metropoliten alanı ve çevresindeki belediyelerin nüfusu yaklaşık 3,8 milyondur.[7][8]

Atina, Küreselleşme ve Dünya Şehirleri Araştırma Ağı'na göre Beta statüsünde bir küresel şehirdir ve Güneydoğu Avrupa'daki en büyük ekonomik merkezlerden biridir. Aynı zamanda büyük bir finans sektörüne sahiptir ve limanı Pire, hem Avrupa'nın en işlek 3. yolcu limanı,[9] hem de dünyanın en büyük 26. konteyner limanıdır.[10] Kentin yüzölçümü 39 km², metropoliten alanın yüzölçümü ise 427 km²'dir. Şehir tepelerle çevrilidir ve yalnız batı kısmı açıktır. Aynı zamanda Atina, Kıta Avrupası'nın en güneyindeki başkenttir.

Klasik dönemin mirası, antik anıtlar ve en ünlüsü erken Batı kültürünün önemli bir simgesi olarak kabul edilen Partenon olmak üzere, sanat eserleriyle temsil edilen kentte hâlâ belirgindir. Şehir aynı zamanda Roma, Bizans ve daha az sayıda Osmanlı anıtını da muhafaza ederken, tarihi kentsel çekirdeği binlerce yıllık tarihi boyunca süreklilik gösteren unsurlara sahiptir. Atina, iki UNESCO Dünya Mirası Alanı'na ev sahipliği yapmaktadır: Atina Akropolisi ve Ortaçağ'dan kalma Dafni Manastırı. Atina'nın 1834 yılında bağımsız Yunan devletinin başkenti olarak kurulmasına kadar uzanan modern dönemin simge yapıları arasında Yunanistan Parlamentosu ve Yunanistan Millî Kütüphanesi, Atina Ulusal ve Kapodistrian Üniversitesi ve Atina Akademisi'nden oluşan Atina Mimari Üçlemesi yer almaktadır. Atina aynı zamanda dünyanın en büyük antik Yunan eserleri koleksiyonuna sahip Ulusal Arkeoloji Müzesi, Akropolis Müzesi, Kiklad Sanat Müzesi, Benaki Müzesi ve Bizans ve Hristiyan Müzesi gibi çeşitli müze ve kültür kurumlarına da ev sahipliği yapmaktadır. Atina, 1896 yılında ilk modern Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapmış, 108 yıl sonra da 2004 Yaz Olimpiyatları'na ev sahipliği yaparak Olimpiyatlara birden fazla kez ev sahipliği yapan az sayıdaki şehirden biri olmuştur.[11] 2016 yılında Atina, UNESCO Öğrenen Şehirler Küresel Ağına katılmıştır.

Şehrin Grekçe adı Ἀθῆναι (Athênai) çoğul bir addı. Yunancanın erken lehçelerinde ise Ἀθήνη (Athḗnē) şeklinde tekil bir addı.[12] Şehrin adının Θῆβαι (Thêbai) ve Μυκῆναι (Μukênai) adlarında olduğu gibi muhtemelen daha sonra çoğul hâle getirildiği düşünülmektedir. Sözcüğün kökü olasılıkla Grekçe veya Hint-Avrupa kökenli değildir[13] ve Attika'nın Yunan öncesi alt tabakasının bir kalıntısıdır.[13] Antik çağda Atina'nın adını koruyucu tanrıçası Athena'dan mı yoksa Athena'nın adını şehirden mi aldığı tartışılırdı.[14] Günümüzde bilim insanlarının geneli tanrıçanın adını şehirden aldığı konusunda hemfikirdir, çünkü -ene eki yer adlarında yaygınken kişi adları için nadiren kullanılır.[14]

Mitolojide Atina şehrine ismin verilmesi tanrılar arasındaki müsabaka sonucu olmuştur. Denizler tanrısı Poseidon şehre sahip olabilmek için üç dişli yabasını kayaya vurmuş ve vurduğu yerden at ortaya çıkmış, bazı söylencelere göre de su kaynağı fışkırmıştır. Bunun üzerine Zekâ tanrıçası Athena, yaldızlı mızrağını yavaşça yere dokundurmuş, oradan dalları pıtrak gibi olgun meyvelerle dolu gümüş yapraklı güzel bir zeytin ağacı bitmiştir. İnsanlar zeytin ağacını daha yararlı bulup beğendiklerinden şehir Atina adını alıp Athena'nın olmuştur.

Osmanlıcada آتينا Ātīnā[15] olarak adlandırılan şehir Medinetü'l Hükema adıyla da anılırdı.[kaynak belirtilmeli]

Modern Yunan devletinin kuruluşunun ardından ve kısmen de yazı dilinin tutuculuğundan dolayı, Ἀθῆναι yeniden şehrin resmî adı oldu. 1970'lerde Katarevusa'nın terk edilmesi ile birlikte Αθήνα (Athína) resmî ad kabul edildi. Günümüzde şehir için sıklıkla kısaca η πρωτεύουσα (ī protévousa ; 'başkent') ifadesi kullanılır.

5. Gün Katakolon (Olympia)
Varış: 09:00
Kalkış: 18:30

Yunanistan'ın küçük bir liman kenti olan Katakolon, antik Olympia bölgesine yakınlığıyla bilinen popüler bir kruvaziyer destinasyonudur. Ziyaretçiler, Zeus Tapınağı ve antik Olimpiyat Oyunlarının düzenlendiği orijinal Olimpiyat Stadyumu da dahil olmak üzere Olympia'nın arkeolojik kalıntılarını keşfedebilirler. Kasaba, sahildeki kafeler, hediyelik eşya dükkanları ve geleneksel Yunan tavernalarıyla pitoresk bir ortam sunmaktadır. Turistler genellikle İyonya Denizi'nin ve çevredeki kırsalın manzarası eşliğinde Katakolon gezinti yolunda dolaşmaktan hoşlanırlar. Katakolon, gezginlerin kendilerini antik Yunanistan'ın zengin tarihine ve kültürel mirasına kaptırmaları için bir kapı görevi görüyor.

6. Gün Korfu
Varış: 08:00
Kalkış: 18:00
7. Gün Cefalonia-Argostoli
Varış: 08:00
Kalkış: 16:00
8. Gün Bari
Varış: 08:00
Kalkış: -

Bari, İtalya'nın güneydoğusunda Adriyatik Denizi kenarında bir liman kentidir. Puglia bölgesinin ve aynı adlı Bari ilinin merkezidir. Bari belediyesi sınırları içinde (2010 itibarıyla) nüfus 319.978 kişi, varoş belediyeleriyle birlikte (yak. 230 km² lik) şehirsel alanda nüfus 653.028 ve metropoliten Bari bölgesinde yaklaşık 1 milyondur.

Güney İtalya'nın yarımadasındaki Napoli'den sonra ikinci büyük kenti olan Bari, büyük bir bölgesel merkez ve özellikle Akdeniz'in doğu kesimiyle ilişkilerde önemli bir ticaret (Levante Fuarı) kentidir. Yakın dönemde geleneksel sanayilere, besin sanayisi, kimya, dokuma ve makine sanayileri eklenmiştir. Eski kentin yer aldığı burun, eski ve yeni limanları ayırır; arkada yer alan 19. yüzyıl kenti, dama tahtası biçiminde bir plana göre kurulmuştur.

Roma döneminde bir karayolları kavşağı olan Bari, sırasıyla, Lombardların ve Bizanslıların eline geçti. 841 yılında Araplar tarafından fethedildi ve 871'e dek Abbasi egemenliğinde kaldı. 11. yüzyılın başında özgür bir kentken, 1071'de Roberto Guiscardo tarafından ele geçirildi. Orta Çağ'da, Haçlı seferlerinin başlangıç noktası olan zengin bir kentti. 1813'te Napoléon'un generallerinden Murat kente bugünkü ilk şeklini verdi. Modern kent, 1860'tan sonra hızla gelişti.

1087'de aziz Nicolaus'un kemiklerinin Anadolu'dan Bari'ye götürülmesi kenti kutsal bir merkez haline getirdi. Çok geçmeden 11. yüzyılın sonunda ve 12. yüzyılda yapımına başlanan büyük kilisenin bu benzeri (ilgi çekici piskoposluk tahtı, 1098?) 12. yüzyılın ikinci yarısında yapılan katedraldir.

calendar_today
CANLI DESTEK BİZE ULAŞIN +90 544 977 28 08
calendar_today
26 NİS 2024